4 Mart 2012 Pazar

The Big Lebowski

“Size hikayesini anlatacağım adam, batının uzak bir köşesinde yaşamaktadır. Bu adamın adı, Jeff Lebowski'dir, yani, en azından ailesinin ona verdiği isim budur. Ama bu adı pek kullandığını söyleyemem. Lebowski, kendine Ahbap der. "Ahbap" benim geldiğim yerde, insanın kendine vereceği bir isim değil tabii...
.
.
.
Size anlatmak üzere olduğum hikaye, 90'ların başında geçiyor. Tam da Saddam ve Irak ile olan çatışmaların başladığı dönemde. Bundan bahsettim, çünkü bazen bir adam vardır, tabii buna kahraman diyemeyiz...
Hem kahraman nedir ki? Neyse, bazen bir adam vardır ki... Ben burada Ahbap'tan bahsediyorum. Yani bazen bir adam vardır, eee, tam yerinin ve zamanının adamıdır. Oraya tam uyar, ve Los Angeles'da, bu kişi Ahbap'tır.
Tabii bu serseri bir herif de olabilir, ve Ahbap da bu tanıma kesinlikle uyar. Çünkü Los Angeles sınırları içindeki en serseri heriftir...
Tabii bu da onu, dünyanın en büyük serserileri, sıralamasında, ilk sıralara taşımaya yeter.
Ama, bazen bir adam vardır...
Bazen... Yani bir adam vardır...
Of, ne diyeceğimi unuttum işte...
Ama, neyse...
Onu, yeterince tanıttım zaten.”

     The Big Lebowski filminin başlangıcında Ahbap, orijinal ismiyle Dude -ki yazının geri kalanında kendisinden Dude diye bahsedeceğim- bu cümlelerle anlatılır. Dude iki arkadaşıyla birlikte bowling oynamayı seven, işi gücü olmayan, her fırsatta White Russian içen, başına gelenlere aldırmayan, öyle kabullenen bir adamdır.

     Filmde anlatılan olaylar Dude’un, kendisiyle adaş olan zengin Lebowski’yle karıştırılmasıyla başlar. Aslında Dude başına gelen olayı mesele etmez başta, ama Walter onu işlerin içine girmeye zorlar.

 

Walter: Odayı dolu gösteren neydi Ahbap?
Dude: Halım.”

  
     
     Halısını geri almak istemesiyle birlikte zengin bir adamın genç ve güzel karısının kaçırılmasına, değişik adamlar tarafından tehdit edilmeye, kendini bilmediği yerlerde bulmaya, tek mal varlığı arabasını kaybetmeye kadar değişik değişik olayların birbirini takip etmesine şahit olur. Ama bütün bunların sonunda Dude için hiçbir şey olmamış gibidir, hiçbir şey olmamışçasına hayatına devam eder.
     Hani bazı adamlar vardır, o olmaya özenirsiniz ama hiçbir zaman onun gibi olamayacağınızı bilirsiniz. İşte o adam benim için, Dude.

Ahbap aldırmaz. Sizi bilmem ama, bu benim içimi rahatlatıyor.


Onun varolduğunu bilmek güzel. Biz günahkarları, kafasına takmıyor...”

0 yorum:

Yorum Gönder